bugün

entry'ler (302)

ejder kapanı

polisiye sevenlerin bile "sahi neden polisiye?" diye kendilerini sorgulamaya başlayacakları film.

--çok hafif spoiler--
bir polisiye film/dizi/kitapta da şu "bariz şekilde şüpheli görünen kişinin katil çıkmama klişesi" aşılsın be kardeşim. bi kere şaşırtmayarak şaşırtın bizi. biliyoruz ki bir numaralı şüpheli film/dizi/kitap sonunda katil çıkmayacak.
--çok hafif spoiler--

herneyse, oyuncu kadrosu tanıdık bilindik isimler, uğur yücel var, polisiye de her zaman merakımı uyandırır zaten diye gittim izledim. film bence bi yerden sonra siniri zayıf insanların asabını bozuyor. benden söylemesi.

--spoiler--
"bu adamı yakalayın çerkez! bu olay hükümet düşürür valla!!"

bu ne be?! aftan yararlanarak çıkan tecavüzcüleri seri şekilde öldürmek suretiyle halkın takdirini kazanan bir seri katilin yakalamaması neden hükümet düşürüyor? halkta ciddi infial yaratan münevver karabulut cinayetinin katil zanlısı 100 küsur gün yakalanamadı. hükumet mi düştü allahını seversen? senarist nasıl abartacağını şaşırmış ve bence o cümleyle filmin tüm inandırıcılığını bitirmiş. şahsen bu laftan sonra filmi "amaaaaan" modunda izledim. berrak tüzünataç'ın "size baba diyebilir miyim?" sahnesi de tuz biber ekti.
--spoiler--

oyunculukları başarılı. değilse de uğur yücel'in varlığı tüm oyuncuları başarılı gösteriyor. ama bence sinemada para verip izlemeye değecek bir senaryoya sahip değil. aksiyon sahneleri de yer yer midtown madness'ı hatırlattı bana, bilemiyorum.

son olarak ceyda düvenci'nin canlandırdığı karakterin olay kurgusundaki yerini anlayan biri lütfen hepimizi aydınlatsın demek istiyorum.

sevgili günlük

ersin karabulut'un tıpkı başlangıcı gibi bitişi de birdenbire olmuş öyküsü. alışmıştık oysa ki...

kafasında saç bandı ile dolaşan insan

yağlı saçıyla bir gün daha idare etmeye çalışan insandır.

neu camp stadındaki kilise

aslında kilise değil, şapeldir.

vesikalık fotoğraf çektirirken gerilmek

gereksiz yere gerilmektir. vesikalık resim nasıl olsa kötü çıkacaktır.

çirkin kızı güzel görmek

"gönül güzeli sevmez, sevdiğini güzel bulur" önermesi göz önünde bulundurulduğunda, şaşılmaması gereken durumdur.

fatih terim i tribüne postalatan söz

(bkz: işte o söz)
(bkz: alternatif hürriyet gazetesi manşetleri)

fatih terim diye tutturan idiotlar

bir teknik adamın önceki başarılarının onu ömür boyu başarılı kılmayacağını bilmeyen insanlardır.

fatih terim'in geçmişte büyük başarıları vardır. ama futbol değişir, gelişir. bu noktada, örmeğin, yerinde sayan bir adamı* geçmiş başarılarına bakarak başarılı kabul etmek ne derece doğrudur? veya değişime uyum sağlar ama geçmiş başarıları öylesine gözünü kamaştırmıştır ki her yaptığının doğru olduğunu zannetmeye, yaptığı yanlıştan dönmeyi gururuna yedirememeye başlar; ki bence fatih terim'in durumu budur. hâl böyleyken, onun "hâlen başarılı bir teknik adam olduğunu" söylemenin ne kendisine ne de çalıştırdığı takıma faydası vardır.

kendi iyiliği için fatih terim'in ayakları yere basmalıdır artık...

see you soon arayı soğutmuyorsun

ingilizce kısmıyla türkçe kısmı aşağı yukarı aynı anlama geldiği için, anlatım bozukluğu içeren cümledir.
(bkz: redundant)

mavi şeker

"mavi şeker"den kasıt ece erken'in kendisiyse, ki sanırım öyle, berbat bir program ismidir. megalomanlığın doruk noktasıdır.

abdullah öcalan kürtlerin atatürk üdür

bu önermenin yanlış olduğu pek çok açıdan kanıtlanabilir. benim için sadece "apo bebek katilidir, atatürk değildir" demek yeterli.

297 km hızla giderken kaputu açmak

297 km hız yaparken kişinin başına bir şey gelmiyorsa, kaput açılınca da gelmeyecektir. o yüzden endişeye mahal yoktur.

turkcell 3g reklamları

"merak etmiyorum kardeşim. işte görüntülü konuşturacakmışsınız, küçük bir modemle her yerden internete girilebilecekmiş, ha bir de kol gibi fatura gelecekmiş. 3g dediğiniz şey bundan ibarettir benim için. ötesini merak etmiyorum!" diye cevap verme isteği uyandıran "merak etmiyor musun?" sorusuyla son bulan reklamlardır.

what s with andy

tıpkı sponge bob gibi, her yaştan insanın zevkle izleyebileceği az sayıdaki çizgi filmlerden biri.

mavi donunu kendi getiren adam

g.o.r.a.'daki erşan kuneri karakterine çok gülmüş olduğunu tahmin ettiğim yazar. hoşgelmiş...

2009 belçika gp

diğer favorilerin sıralama turlarında gerilerde kalması, kimi'nin muhteşem sürüşü, onu zorlayabilenin sadece fisichella olması, akıllara "suzuka 2005"i getirmiştir. son turlarda "fisichella raikkonen'i geçer de, 4 yıl öncenin intikamını alır mı lan?" diye düşünsek de öyle bir şey olmamış, kimi raikkonen çok temiz bir galibiyet almıştır.

kimi raikkönen

2009 belçika gp'sinde aldığı muhteşem startla bizlere eski muhteşem günlerini hatırlatmıştır. özlemiştik be kimi...

sevgili günlük

başlangıçta çok yavaş ilerlemesi sebebiyle itici bulunsa da, sonraları okuyucuyu saran bir ersin karabulut öyküsü. yamulmuyorsam 3 hafta sonra bitecekmiş.

okay karacan

kimi raikkonen'e olan düşmanlığını 2009 belçika gp'si sonrasında yaptığı yorumlarla tescillemiş, bazılarına göre çok sevimli ve başarılı, bana göre ise beş para etmez spor spikeri.

adam* zaten 1,5 sene sonra ilk defa yarış kazanmış, bırak azıcık keyfini çıkaralım değil mi? hayır! hemen okay karacan'a bağlanılır ve okay bey'in ilk sözleri şunlar olur: "raikkonen kazandı ama bunda hamilton, alonso ve button'ın gerilerde start almaları ve ilk turlarda yarışdışı kalmalarının etkisi büyük. fisichella'nın ikinciliği de raikkonen'in zaferine gölge düşüren bir faktör. yani ferrari burada nasıl olsa kazanacakmış..."

bakar mısınız?!? sanki cumartesi günü raikkonen; alonso, hamilton ve button ile birlikte sıralama turu atmadı da torpille son seansa kaldı... sorsan buna da "ferrari nasıl olsa son seansa kalacakmış" der tabii bu zihniyet. ayrıca bu fisichella'yı küçümsemek ne? fisichella pole'de başladığına ve yarışı ikinci bitirdiğine göre bu yarışı herkes kazanabilirmiş demeye çalışıyor kendisi. madem öyle hamilton kazansaymış! ya da button! artık tarafsız olması gereken bir spiker olarak her kimi destekliyorsan...

"ferrari burada nasıl olsa kazanacakmış" diyor adam ya! madem öyle luca badoer kazansaymış. onun da altında ferrari var!sonuncu bitirdi!

bir kere takdir et şu adamı okay karacan! bir kere içtenlikle takdir et, veya vazgeçtim, raikkonen hakkında iyi bir söz söyle dişimi kırayım...

michael jackson

doğumgünü google tarafından da hoş bir jest ile kutlanan sanatçı.

http://www.google.com.tr

devamında "birlikte nice mutlu senelere" diyemiyorsak birinin doğumgününü kutlamanın bir anlamı var mı bilmiyorum ama;
doğumgünün kutlu olsun michael, gittiğin yerde mutlusundur umarım...